Genel Ekonomi Göstergeleri

Hırvatistan'ın ekonomisi yüksek gelirli olarak nitelendirilmektedir. Uluslararası Para Fonu verileri, Hırvatistan'ın nominal GSYİH'sının 2021 için 67,84 milyar $ veya kişi başına 17.398 $'a ulaştığını,  satın alma gücü paritesi GSYİH'sinin ise 132,88 milyar $ veya kişi başına 32.942 $ olduğunu tahmin etmektedir. Eurostat'a göre, Hırvatistan'ın satın alma gücü paritesinde kişi başına GSYİH'si 2019'da AB ortalamasının %65 üstündeydi.

Ekim 2019'da bir Hırvat işçinin ortalama net maaşı aylık 6.496 HRK (yaklaşık 873 Euro) ve ortalama brüt maaşı aylık 8.813 HRK’dır. 2022'deki ortalama net maaş 1.018 euro'dur. 2022'nin üçüncü çeyreğindeki verilere göre işsizlik oranı %6,7'dir.1996 ile 2018 arasındaki işsizlik oranı ortalama %17,38'di ve bu sayı Ocak 2002'de tüm zamanların en yüksek seviyesi olan %23,60'a ulaşmıştır.2017'de ekonomik çıktıya, GSYİH'nın %70,1'ini oluşturan hizmet sektörü hakim oldu ve bunu %26,2 ile sanayi sektörü ve %3,7 ile tarım izledi.

2017 yılı verilerine göre işgücünün %1,9'u tarımda, %27,3'ü sanayide ve %70,8'i hizmetlerde istihdam edilmektedir. Sanayi sektörüne gemi yapımı, gıda işleme, ilaç, bilgi teknolojisi, biyokimya ve kereste endüstrisi hâkimdir. 2018'de Hırvatistan'ın ihracatı 23,82 milyar € değerinde, ithalatı ise 14,61 milyar € değerindeydi. Hırvatistan'ın en büyük ticaret ortağı Almanya, İtalya ve Slovenya başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleridir.

Savaşın bir sonucu olarak, ekonomik altyapı ile birlikte ülkenin en önemli gelir kaynaklarından biri olan turizm endüstrisi de büyük hasar gördü. 1989'dan 1993'e kadar GSYİH %40,5 oranında bir düşüş yaşadı. Hırvat devleti, GSYİH'nın %40'ını oluşturan hükûmet harcamalarıyla önemli ekonomik sektörleri hâlâ kontrol etmektedir. Yargı sistemi, etkisiz bir kamu yönetimi ve yolsuzluk nedeniyle geri kalmış durumdadır ve bu durum arazi sahipliği konusunda da sorunlara yol açmaktadır. Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından yayınlanan 2022 Yolsuzluk Algısı Endeksi'nde ülke 57. sırada yer aldı. Haziran 2020 sonunda, dış borç GSYİH'nın %85,3'ü seviyesindeydi.

Temel Ekonomik Göstergeler

 20192020202120222023202420252026
GSYİH (Cari Fiyatlar milyar $)60,76 56,93 65,2270,6675,8880,9997,2591,96
GSYİH Büyüme (Sabit Fiyatlar $)2,9-94,754,23,53,73
Kişi Başına Düşen Milli Gelir (Cari Fiyatlar $)14,936 14,072 16,24717,74119,18520,62022,15023,274
Tüketici Fiyat Enflasyonu (ort, %)0,80,30,71,21,92,22,21,6
Cari Ödemeler Dengesinin GSYİH'ya Oranı (%)2,8 -3,5-2,3-1,6-0,9-0,7 0,7
Devletin Genel Net Borçlanmasının GSYİH'ya Oranı (%)-------
Cari Ödemeler Dengesinin GSYİH'ya Oranı (%)22,7 24,42424,52525,825,826,1
Cari Ödemeler Dengesinin GSYİH'ya Oranı (%)7,8 9,29,498,68,17,97,7
Cari Ödemeler Dengesinin GSYİH'ya Oranı (%)4,07 4,054,013,983,963,933,943,95

 Kaynak: IMF

Bağımsızlık sonrası Hırvatistan ekonomisi düşük enflasyon oranı istikrarlı para birimi ve büyüme oranı gibi istikrar göstergesi verilere karşılık yüksek cari açık ve dış borç oranı düşük rekabet gücüyle tanımlanan bir ekonomik yapı görünümü kazanmıştır.

Hırvat ekonomisi devlet mülkiyetindeki işletmelere dayanan sosyalist ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçişin yarattığı yapısal sorunları tam olarak aşabilmiş değildir. Özelleştirme kapsamında ilk olarak bankacılık ve iletişim sektörleri özelleştirilmiştir. Ancak enerji demir-çelik demiryolları gemi inşa sanayi gibi sektörlerde özelleştirme ve yeniden yapılanma faaliyetleri henüz hedeflenen seviyeye ulaşamamıştır. Özelleştirme programının yavaş ilerlemesinde kamu idaresinin ağır işleyişinin yanı sıra yasal sorunlar yatırımcıların özelleştirme projelerine ilgisizliği satış koşullarının yatırımcı için uygun olmaması gibi nedenler etkili olmuştur.

Yapısal dönüşüm sürecine destek olması amacıyla 2004 yılı Ağustos ayında IMF ile imzalanan 20 aylık Stand-By Anlaşması doğrultusunda ödemeler dengesi açığını kontrol etmek ve dış borç yükünü hafifleterek iç borçlanmaya ağırlık vermek amacıyla 2004 yılından itibaren sıkı para politikaları uygulanmıştır. Hırvatistan ekonomisinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) payı yıllar itibariyle artış göstermektedir. Toplam kurulu firmaların % 99’u KOBİ niteliğinde olup, toplam istihdamın % 65,5’ini KOBİ’ler sağlamaktadır. Uzun vadeli finansman sorunu yaşayan KOBİ’lere destek sağlanması hükümetin orta vadeli ekonomi politikasının önemli bir unsuru olarak görülmektedir.

Üretimde KOBİ’lerin payının artmasına paralel olarak özel sektörün üretimdeki payı da yıllar itibariyle artış göstermektedir. Ancak gemi inşa sanayi ve demir-çelik gibi önemli sektörlerde devlet mülkiyetinin devam etmesi nedeniyle kamuda çalışanların oranı anılan sektörler itibariyle yüksek bulunmaktadır. Ülkenin genel ekonomik politikaları içerisinde dikkat çeken bir husus da üretim sürecinde sağlanan devlet yardımlarıdır. Konuya ilişkin mevcut düzenlemeleri AB mevzuatına uyumlu hale getirmek üzere hazırlanan Devlet Yardımları Kanunu 2005 yılı sonunda yürürlüğe konulmuştur. Bu yardımların çoğunluğu gemi inşa sanayi, çelik, alüminyum sanayi ile demiryollarına sağlanmıştır 2005 yılında uygulamaya konulan Katılım Öncesi Ekonomik Program çerçevesinde devlet yardımlarının GSYİH içerisindeki payının düşürülmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda özellikle demir-çelik ve gemi inşa sanayiine sağlanan devlet yardımlarının azaltılmasını teminen anılan sektörlerde yeniden yapılandırma projeleri hazırlanmıştır.